BERGAMA ZEUS ALTARI (SUNAĞI)
Bergama Zeus Altarı ya da Zeus Sunağı, Kuzey Batı Anadolu'da, İzmir'in kuzeyinde bulunan günümüzde Bergama olarak anılan antik dönemin Pergamon kentinde Pergamon Krallığı'nı yöneten Attalos hanedanı tarafından MÖ II. yüzyılda yaptırılmış görkemli ve anıtsal dinsel bir yapıdır. At nalı formundaki yapı Bergama Akropolü üzerinde inşa edilmiştir, Sunak 35,64 m. genişliğinde 33,4 m. derinliğindedir. Sunak Yapısının giriş tarafında bulunan merdivenler 20 m. genişliğindedir.
Sunağın dış cephelerinde ve iç
mekanlarında bulunan mermer kaplamalar üzerinde çok zengin ve olağanüstü
ayrıntılara sahip Frizler sanat tarihinin en önemli yapıtları arasında kabul
edilmektedir. Dış cephe Frizleri antik Helen dünyasının Olimpos tanrıları ile devler (Gigantlar) arasındaki
savaşı, iç mekanlardaki Frizler ise Pergamon'un kuruluş öyküsü olan Telefos söylencesini
anlatır.
İzmir-Dikili yol inşaatında çalışan Alman
İnşaat Mühendisi Carll Humann Osmanlı Padişahının verdiği izin belgesine
dayanarak 1864-1878 yılları arasında Bergama’da arkeolojik kazılar yapmıştır.
Bergama Zeus Sunağı da o yıllarda yapılan kazılar sırasında ortaya
çıkarılmıştır.
Bu görkemli yapının kalıntıları Osmanlı
Padişahının vermiş olduğu ve aslında sınırlı bir içeriği olan izin belgesine
dayanılarak ve bu belge hükümlerine aykırı bir şekilde gizli olarak 1870'li
yıllarda Carl Humann tarafından, önce Dikili’ye oradan
İzmir'e ve İzmirden savaş gemilerine yüklenerek o dönemin Prusya'sına/Almanya’ya
götürülmüştür.
‘’1874'de düzenlenen ve, 1/3 yasası olarak bilinen Asarı
Atika yasasında, bulunan eserin 1/3'ü arazi sahibine, 1/3 devlete,1/3'ü bulana
verileceğini hükümlerini iiçermektedir.1877/1878 Osmanlı Rus savaşı sonucu
Ruslar İstanbul kapılarına, Yeşilköye dayanınca, barış için araya giren Almanya
Berlin anlaşmasıyla Osmanlının Romanya ve Bulgaristan’ı kaybetmesine yol açtı.
Osmanlıya Zeus Sunağının, daha önce kaçırıldıktan sonra kalan parçalarını almak
için Prens III.Freidrick eliyle yoğun baskı yapıldı. Neredeyse ya İstanbul, ya
Zeus Sunağı noktasına getirilen Osmanlı bir miktar bağış karşılığı Sunağın kalan
parçalarını da vermek zorunda kaldı’’
Sefa Taşkın’’
Günümüzde Bergama Akropolünde Zeus Sunağının yerinde
ise yalnızca temelleri ve çevre podyumu basamaklarından sınırlı izler ve üç
fıstık çamı bulunmaktadır.
ZEUS SUNAĞININ BERLİN
BOMBARDIMANINDAKİ DURUMU
İkinci Dünya savaşı sırasında Temmuz 1945
yılında müttefik güçlerince yapılan Berlin hava bombardımanında Zeus Sunağının
sergilendiği Pergamon Müzesi ve Sunak büyük tahribat görmüştür. Savaş sırasında
Almanlar zarar görmesini önlemek amacıyla Sunağın Frizlerini söküp bir başka
depoda korumaya almışlar ancak savaş sonrasında Berlin’i işgal eden SSCB ordusu
tarafından Frizler başka birçok kültür varlığı ve sanat eseri ile birlikte
Rusya’ya götürülmüştür.
(İlginç olan ise günümüzde Alman kamuoyunda da, savaş sonrası Almanya’dan götürülen kültür varlıkları genellikle "Beutekunst" (yağmalanmış sanat/kültür) olarak tanımlanıyormuş.)
Savaş sonrası 1958-59 yıllarında
diğer bir çok sanat eseri ile birlikte Zeus Sunağının Frizleri de Ruslar
tarfından Almanyaya iade edilmiş Berline getirilmiştir. Frizlerin gelmesinden
sonra Zeus Sunağında ve Müzede kapsamlı bir restorasyon çalışması yapılmış,
Zeus Sunağı 1960 lı yıllarda yeniden sergilenmeye başlanmıştır.
Bergama Zeus Sunağı 2019 yılında tamamlanan son restorasyon çalışmasından itibaren Berlin'de bulunan Pergamon (Bergama) Müzesi'nde (sergilenmektedir.
ZEUS SUNAĞI BERGAMAYA
İADE EDİLMELİDİR KAMPANYASI
1990 lı yıllarda Bergama Belediye Başkanı
olan Sefa Taşkın, Zeus Sunağı Bergama’nındır, Bergama’ya İade edilmelidir
kampanyası başlatmış, ülke düzeyinde imza kampanyaları düzenlenmiş, Berlin’de
Pergamon (Bergama) Müzesinde eylem yapılmış, talepler ve toplanan imzalar her
iki ülkenin Kültür Bakanlıklarına iletilmiştir.
İzleyen yıllarda giderek sönümlenen kampanya
iki binli yıllarda göreve gelen yerel yönetimler tarafından gündeme alınmamış
bir anlamda unutulmuştur.
Bergama, 2016
yılında “Bergama Çok Katmanlı Kültürel
Peyzaj Alanı” olarak ve dünyanın 998. Mirası olarak UNESCO Dünya Kültürel
Mirası Listesine kabul edilmiştir.
2020 yılında
Sefa Taşkın ‘’Taş Yerinde Ağırdır’’ sloganı ile Zeus Sunağının Bergama’ya iade
edilmesine yönelik kampanyayı kişisel sosyal medya hesaplarından tekrar gündeme
getirmiş, birçok toplantıda sunak hakkında bilgilendirme sunumları yapmıştır.
Ağustos 2020
tarihinde İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin Bergama Asklepion Tiyatrosunda yapılmış olan toplantısında Zeus Sunağı
hakkında bir sunum yapmış, Belediye Meclisi Sunağın Bergama’ya iadesi talebinde
bulunulmasına yönelik çalışma yapılmasına karar almıştır.
ZEUS SUNAĞININ
İADESİNE YÖNELİK PROĞRAM ÖNERİSİ
Anadolu’dan izinsiz götürülen
kültür varlıklarının iade edilmesine yönelik talep ve kampanyalar, hukuki
girişimler, kararlılıkla ve kesintisiz sürdürülmesi gereken yerel, ulusal ve
toplumsal politikalar olmalıdır. Ancak uzun soluklu ilkeli politika ve
eylemlilikler ile uluslararası alanda sonuç alınabilmektedir. Ülkemizin bu
konuda oldukça başarılı deneyim ve birikimi vardır.
Günümüzde arkeolojik alanlarda ve antik
kentlerde bulunan özgün heykel ve mimari eserler doğal koşullardan zarar
görmemesi için çoğunlukla özel iklimlendirilmiş müze galerinde
sergilenmektedir. Bu heykel ve mimari eserlerin yerlerine ise özgün eserlerin
replikaları yerleştirilmektedir. Örneğin Atina Akropolündeki Erechtheion
Tapınağının özgün Karyatid’leri müzeye kaldırılmış yerlerine replikaları
konulmuştur. Benzeri uygulamalar ülkemizde de yapılmıştır.
Yeniden gündeme taşınan kampanyalar
kapsamında Ülkemizin, Bergama’nın ve İzmir kentinin Zeus Sunağının iade
edilmesine yönelik çabalarının samimiyet ve kararlılığını göstermek üzere Mevcut
Bergama Müzesi içinde/yanında bir Zeus Sunağı Galerisi yapılıp hazır hale
getirilmelidir.
Bergama Zeus Sunağı iade edildiğinde özgün
yapı doğal ve coğrafi koşulların zararlarından korunabilmesi için Akropoldeki
yerine değil Bergama’da mevcut Müze içinde/yanında hazırlanacak özel Zeus Sunağı
Galerisine yerleştirilmelidir. Akropoldeki yerine de aynı ölçek ve nitelikte
bir replikası konmalıdır.
Kuşkusuz galerinin yer seçimi çok özenli ve
ayrıntılı çalışmalar ile kentlinin ve kente gelenlerin erişimi kolay bir alanda
belirlenmelidir. Mevcut Müzenin içinde ya da yanında Galeri için olanak
yaratılması aynı zamanda çok ekonomik bir çözüm olacaktır.
Ayrıca müzenin uygun bir salonunda, Antik dönem Bergama kentinin mekânsal ve kültürel algılanmasını kolaylaştırmak üzere günümüzün dijital olanaklarından yararlanarak tarih/kültür ilişkisi bir seneryo kapsamında görseller ile ilgililere ve kentliler yansıtılabilir.
Hasan Topal
17 Ağustos 2020
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder